- içine sokmak
- v. edge in
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
sokmak — i, ar 1) İçine veya arasına girmesini sağlamak 2) e Bir yere girmesini sağlamak, içeri almak Bizi içeriye aldı ve küçük bir odaya soktu. F. R. Atay 3) Bıçak, çakı, iğne vb. batırmak, saplamak 4) Böcek, zehirli hayvan iğnesini batırmak veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
felfelek sokmak — (birinin içine) birini kuşkuya düşürmek ... sen beni bekle, bir gün seni alırım, diye kıza bir felfelek sokmuş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
devreye sokmak — işin içine girdirmek, karıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnunu sokmak — (bir işe) gerekmeden her işe karışmak Bir kere burnumu sokmuştum işin içine, sonuna kadar gitmekten başka çare yoktu. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateşe vermek — i 1) ateş içine sokmak Bir parça büküyor, onu tekrar ateşe verinceye kadar evvelki hazır oluyordu. M. Ş. Esendal 2) bir yeri kasten yakmak, kundak sokmak 3) mec. aşırı telaşa ve sıkıntıya düşürmek 4) mec. bir ülkeyi savaşa sokarak veya kargaşa ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
leffetmek — i, e, der, esk., Ar. leff + T. etmek İçine sokmak, iliştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
abandone etmek — 1) (birini) dövüşemeyecek duruma getirmek 2) mec. (birini) bunaltmak, sıkıntı içine sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötü yola sürüklemek — yasa dışı, uygunsuz veya hoşa gitmeyen bir yaşayış içine sokmak Kız kardeşini kötü yola sürükledi diye babası reddetmişti. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tivrelmek — burmak, içine batırmak, sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük